21 Eylül 2012 Cuma

Pekmezli Pasta


   Bu ablamın çok sık yaptığı ve bizimde çok sevdiğimiz bir kek .Benim ufaklıklarda çok seviyor  hem besleyici hem de lezzetli.Şiddetle tavsiye edilir.
KEK:
*4 yumurta
*1 su bardağı süt
*1 su bardağı sıvı yağ
*2 su bardağı şeker
*2,5 su bardağı un
*2 çorba kaşığı kakao
*2 paket kabartma tozu
Yumurta ve şeker köpürene kadar çırpılır.Ardından sıvılar eklenir tekrar çırpılır.En son un,kakao ve kabartma tozu eklenir (daha iyi sonuç almak için un ve k.tozu elenmeli ve tahta kaşıkla karıştırılmalı).Bu ölçü büyük fırın tepsileri için tam gelmekte.Yarısı dikdörtgen borcamlar için kafi gelmektedir.Kek piştikten sonra 1 bardak süt ve 1fincan pekmez karıştırılıp ıslatılır.


MUHALLEBİSİ:
*1 kg süt
*3 fincan un
*3 fincan şeker
*Vanilya
Muhallebi pişirilir.Piştikten sonra ya 1 paket tarifine göre hazırlanmış kremşanti ya da krema eklenip çırpılr ve ıslatılmış kek üzerine dökülür.En sonda arzuya göre çikolatalı sos eklenip servis yapılır.
Afiyet olsun...



20 Eylül 2012 Perşembe

Çığlık Çığlığa

   Başlığımdan da anlaşılacağı gibi bugün zor bir gün yaşadım.Sabah http://birkizbiroglan.com/2012/09/19/sokakci/ bloğunun yazarı sevgili Selcen'nin yazısını okudum.Çok severek okuyorum ve yazılarını merakla bekliyorum.Yazıyı okudum ve aldığım gazla çocukları dışarı çıkarıyım bari dedim.Zaten Selcen'nin de bahsettiği gibi benim evimde içler acısı bir haldeydi her zamanki gibi.Ev ev değil sanki inşaat şantiyesi.Kafanda kask,ayağında çizmeler olmadan dolaşmamak lazım o derece yani.Heran havaya fırlayan bir oyuncağın hezimetine uğrayabilir ya da attığınız her adımda ayağınıza bir oyuncak batıp acıdan kıvranabilirsiniz.Hatta hiç unutmuyorum sanırım henüz 1 yaşı yeni geçmişlerdi yerler her zamanki gibi oyuncak dolu.Benim yerdeki bir arabaya basmam ve sırt üstü öyle bir düşmem vardı ki bütün kemiklerim kırıldı zannetmiştim.Epeyce bir süre yerden kalkamamıştım.




   Neyse işte giyindik apar topar attık kendimizi dışarı.Önce parka gittik.Sallandılar ,3-5 kere kaydılar falan.Sonra hangi akla hizmet yaptım bu hatayı bilemiyorum kırtasiyeden bunlara birkaç bişey alayım dedim.Renkli karton,mukavva vs...Çocuklarla faaliyet yapıcam ya.Senin neyine gerek faaliyet.Orda motorlu bir defter gördüler, istediler, aldım.Sonra baskı yapmak için küp gibi bişey vardı, istediler, aldım.Tam yırttık diyordum, parayı ödedim çıkacakken orada küçük top gördüler.İşte ipler burada koptu.Toptan 1 tane var.Alsan bir türlü, almasan bir türlü.İki ucu b.klu çomak yani.Alırsam evde olacakların haddi hesabı yok kan gövdeyi götürür.Ben ikinci seçeneği tercih ettim ve almadım almamasına ama yaygara orada başladı.Oradan çıkarttım bir şekilde.İnanırmısınız eve gelene kadar kıyamet koptu.Hani gören etlerini kopardım zanneder.Yolda herkes dönüp dönüp bize bakıyor.Millet balkonlara çıktı o kadar yani.Kendi apatmanımıza,yan aparmalara yayılmıştı şöhretimiz ama artık iyice nam saldık.
    Eve nasıl geldim bir ben bir de Allah bilir.Sabrettim, sabrettim ama eve gelince sinirden hüngür hüngür ağladım.Mideme kıramplar girdi.Siz siz olun çocuklarınıza çok yüz vermeyin sonra astar istiyorlar...

19 Eylül 2012 Çarşamba

Hayvanat Bahçesindeyiz...

   Cumartesi günü Darıca Faruk Yalçın Hayvanlar Alemi ve Botanik Bahçesi  gittik.Ne zamandır gidicez diyorduk ama o günü kısmetmiş.Çocuklarda sayıklıyordu gidelim diye.Sabahleyin saat on gibi çıktık.Allahtan trafik falan yoktu da çabuk gittik.
   İlgilenenler için birkaç bilgi paylaşayım.Giriş 15 tl ve 0-4 yaş arası ücretsiz.Kişi başı 30 tl'ye 1 yıl üye yapıyorlar ve giriş bu süre zarfında serbest.İçeride çocuklar için oyun alanları mevcut gayet güzel.Çocuklar için güzel bir alternatif vakit geçirmek için.
   Ama inanın çok yorucu bir gün oldu benim için.Pestilim çıktı akşama kadar kendime gelemedim.Benimkiler hayvanat bahçesinden ziyade oyun parkına gitmiş gibi davrandılar.Sorsanız hangi hayvanı gördün diye inanın bilmiyorum.'Erdeeeeem buraya gel' ; 'Ereeeeeen koşma' ; 'parmaklıklara dokunmayın diyorum sizeeee' ; 'bekleyinnnnnn' demekten helak olduk.
   İnanın aşağıda gördüğünüz akülü arabalara kaç kere bindiler bilmiyorum.Ben diyim 8,siz deyin 9...Ben ilk önce arabaları görünce bunlar kullanamaz dedim çok büyük geldi gözüme.Ama gözlerime inanamadım.İkisi de özellikle Erdem sanki kırk yıllık şoför edalarında bi cakalar yaptıki ağzım açık kaldı.Tam vuracak diyorum bizimki öyle bir manevra yapıyor sormayın.Velhasıl çarpışan otoydu,akülü arabaydı derken bizi epey yormuşlar.Ama herşeye değer,onların yüzünde ufak bir tebessüm görmek bile dünyalara bedel...







            





14 Eylül 2012 Cuma

Hamileliğim (1.Bölüm)

   Şimdi birazda geçmişe gidicem.Hamileliğim nasıl geçti,neler yaşadım onlardan bahsetmek istiyorum.Ben öyle dörtbaşı mamur bir hamilelik yaşayamadım.Aslında fiziksel olarak çok fazla bir zorluk çekmedim ama ruhsal yönden epeyce hırpalandım.Ben zaten hamile olup olmadığımı bile anlamadım desem yeridir.
   3 yıllık evliliğim sonunda hamile kalmıştım.Biz hemen çocuk istemedik.O aralar çok gitgeller yaşadım.Arada çok istiyordum sonra eşim beni caydırıyordu.Derken o da istemeye başladı.Ama şuan çok doğru bir karar verdiğimizi düşünüyorum.Evlenir evlenmez çocuk sahibi olmak birçok yönden zor bence...Öncelikle bir alışma devresi var yeni bir hayat,yeni bir ev.Sonra düzen otutturmak ve biraz gezip tozmak lazım öyle değil mi?Neyse işte tam zamanında oldu bizim için.
   Hiç unutmuyorum 2008'in sonlarıydı ve bayramdı.Tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 2.günüydü.Ben anlamıştım aslında hamile olduğumu.Akşam üzeriydi eczaneden hamilelik testi aldık ve sonuç HAMİLEYİM.Ne kadar çok sevinmiştikO zaman aklımın ucundan bile geçmezdi ikizlerimin olacağı.Hafta sonu doktora gittik.Doktor bebeğin kesesini gördüğünü ancak yanında tam olarak kesedir diyemeyeceği birşey daha gördüğünü söyledi.Kan pıhtısı da olabilir bebekte bir daha ki muayenede belli olur dedi .Ben hala hiç düşünmüyorum ikiz olabileceğini büyük itimalle kan pıhtısıdır diye düşünüyorum.3 hafta sonra tekrar gittik ve sonuç ikizler.O an ne,nasıl,ne için bütün kavramlar değerini yitirdi benim için.Sevinsem mi,üzülsem mi bilemedim.Duygusallıktan çok mantıksal düşünmeye başladım.Manevi anlamda onlara yetebilecekmiyim,her ikisine de güzelce bakabilecek miyim;maddi olrak herşeyi sağayabilecekmiyiz falan,filan.Şu an düşünüyorumda kendimi ne kadar çok germişim.O anın tadını çıkarmak yerine bir sürü sıkıntı yapmışım kendime.Şuan çok mutluyum.İyiki ikiz olmuşlar.Allah'ım onlara sağlık sıhhat ve uzun ömür versin inşallah...(Amin)

7 Eylül 2012 Cuma

Kış Hazırlığı

     Dün pek bi hamarattım sormayın.Çocuklarım için ve evim için birşeyler yaptığım zaman çok mutlu oluyorum.Onlar için tam buğday ununda ekmek yaptım.Aslında ben çocuklarımın boğazından geçecekler konusunda çok endişe yaşayan bi anneyim.Mesela bu güne kadar hiç şeker yemediler.Meyveli süte,meyveli yoğurtlara katkı maddesi içeren herşeye karşıyım.Şarküteri ürünlerinide hiç yedirmedim.Bu şekilde davranınca bazen insanlar uzaylıymışım gibi davranıyor bana niye yedirmiyorum diye ama onlar mı uzaylı ben mi tartışılır tabi...neyse aslında ekmeğimi hep kendim yapayım istiyorum ama çoğu zaman olmuyor işte zor bişey değil aslında tembellik işte...Öyle ekmek makinasına falan da ihtiyaç yok bence benim tarifim çok basit ve pratik.Ayrıca çok fazla mutfak aletide mutfakta kalabalık yapıyor.
   Bu tarifi her türlü undan yapabilirsiniz ama dün benim yaptığımın içi biraz çekmemiş.Ben hep poğaça gibi küçük küçük yapıyordum bu sefer ekmek gibi yaptım pişme süresini biraz daha uzun tutmam lazımmış.
   *3 bardak un
   *2 çorba kaşığı sıvı yağ
   *2 çorba kaşığı yoğurt
   *2 çorba kaşığı süt
   *1 tatlı kaşığı tuz
   *1/2 tatlı kaşığı kuru maya
   *1 yumurta
   *1/4 su bardağı su
   Hepsini karıştırıp yağuruyoruz yarım saat kadar mayalandırıyoruz sonra istediğimiz şekli verip pişiriyoruz.

   Sonra çocuklara kek pişirdim.Kırmızı biberleri fırında közleyip,poşetleyip buzluğa attım.Bir püf noktası da paylaşayım.Biberleri köledikten sonra kabuklarının çabuk soyulması için poşete koyup ağzını bağlarsak(sıcakken)çabuk soyuluyormuş ama benim sıcakken yiyeceklerin plastik,naylon tarzı şeylerle temas etmesi pek hoşuma gitmiyor.Ben de cam bi kaba koydum ve ağzını kapattım.Soğuyunca çok güzel çıktı.

   Kış için domates suyu hazırlıyorum bi de.Ben öyle toptan birgün içinde yapıp bitiremiyorum hergün biraz benim için daha rahat oluyor.Bu konuda da kabuklarının çabuk soyuuması için ablam bana püf noktası söylemişti.Domateslerin alt tarafına çarpı şeklinde bi çizik atıyoruz.Sonra kaynamış suya atıyoruz biraz bekledikten sonra soğuk suya atıyoruz kabukları sanki şeftali soyuyormuşuz gibi(bu arada çok severim)soyuluyor.Bugünlük benden bu kadar...

6 Eylül 2012 Perşembe

Çizgi Film

   Her ne kadar çocuklara çizgi film seyrettirmiycem diye lakırtılar ettiysemde bunun önüne geçemedim.İtiraf ediyorum tek suçlusu da benim.2 yaşına kadar pek fazla izlettirmedim ama bu aralar eğer bi işim varsa mecburen açıyorum.Yoksa önümde arkamda dolaşıyorlar ve bana hiç bişey yapttırmıyorlar.misal şu anda tv kapalı evin durumu içler acısı.Bütün sandalyeler ortada,büyük arabalar koltuk tepesinde,benimkilerde yerde üstlerinde bir battaniye debeleniyorlar.Ben kızınca dedikleri lafta 'tamam anne tamam o kadar kızma...

   Çok fazla vurdulu kırdılı şeyler seyretmelerini de istemiyorum ama erkek çocuğu ne yazıkki engelleyemiyosun.Ben hala peppe,caillou,pocoyo seyretsinler istiyorum ama yok.Gerçi çocuklarda haklı bıkkınlık geldi artık.Sürekli aynı bölümler dönüp duruyor.Özellikle peppe...Niçin yeni bölümler yapılmıyor anlamıyorum.Evet çocuklar için tekrar önemli ama bu kadar da değil yani.zaten artık pek ilgilerini de çekmiyor.


peppe ve pocoyo


caillou


   Şimdilerde yeni favorimiz CİLLE.Ben her zamanki gibi pek tasvip etmiyorum ama bayılıyorlar.Bütün karekterleri ezbere biliyorlar.Ezbere bilmekle kalsa iyi bi de oradaki karekterlere bürünüyorlar.Erdem nam-ı diğer 'Beymut' ;Eren 'Cille' ; babamız 'Kayra';ben de'Solin'.Özellikle Erdem evin içinde ben beymutum diye dolaşıyor.Dışarda birisi senin adın ne diye soruyor bizimki Beymut diyor millette anlamıyor tabi doğal olarak.Ama bu şekilde karekterlere bürünmesi güzel bi gelişimmiş uzmanlara göre inşallah öyledir.


cille


    Diğer seyrettiğimiz çizgi filmler ise;marsupilami (bunuda oldukça seviyorlar),bali,keloğlan,tsubasa...İşte böyle bizim çizgi filmlerimiz bunlar...
marsupilami
tsubasa

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails